Ankara’da Triatlon Atletinin Kaza Sonucu Hayatını Kaybetmesi

Ankara’da bisiklet idmanı sırasında geçirdiği kaza sonucu hayatını kaybeden triatlon sportmeni Berkan Kobal’ın idman arkadaşı Barış Topçu, “Berkan üzerimden uçarak kaldırıma düştü. Olayın şokuyla bisikleti bıraktım. Berkan’ın yanına gittiğimde hareketsizdi. Kan geliyordu” dedi.

Ironman ve triatlon yaş kümesinde etkin formda yarışlara katılan, uzun ara disiplinlerinde de deneyim sahibi olan Berkan Kobal, geçirdiği trafik kazasının akabinde kaldırdığı hastanede hayatını yitirmişti. Bisiklet idmanında geçirdiği kaza sırasında Kobal’ın önünde bisiklet süren Barış Topçu, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine kaza anını anlattı.

“Berkan üzerimden uçarak kaldırıma düştü”

Triatlon ve bisiklet atletlerinin idman için sabahın erken saatlerini seçtiğini belirten Barış Topçu, “Biz genelde 05.30-06.00 üzere erken çıkmaya çalışırız. O gün de saat 06.00 üzere Eskişehir Yolu’nda buluştuk. Emniyet şeridini takip ederek Malazgirt Bulvarı’na girdik. O gün bacaklarımız biraz yorgundu. Hafif ilerliyorduk, agresif bir sürüşümüz yoktu. Emniyet şeridinden önlü artlı gidiyorduk. O an ben öndeydim. Geriden bir ses duydum. Bir saniye içerisinde ‘güm’ diye bir ses duydum. Yanımdan siyah bir otomobilin geçmesiyle Berkan üzerimden uçarak kaldırıma düştü. Olayın şokuyla bisikleti bıraktım. Berkan’ın yanına gittiğimde hareketsizdi. Kan geliyordu” diye konuştu.

“Araç çok hızlıydı”

Vuran aracın sürücüsünün kaza anının şokuyla hareket edemediğini söyleyen Topçu, “Berkan’ı ambulansla Bilkent Şehir Hastanesi’ne kaldırdık. Ben de tabir için karakola gittim. Olay 1 buçuk saniyede oldu. Bu bana daima otomobilin suratını düşündürdü. Olay 27 Ağustos’ta gerçekleşti. Birinci birkaç gün yalnızca Berkan’ın ayağa kalmasını ve yaşamasını istedim. Artık olayı daha objektif irdeleyebiliyorum. Araç çok süratliydi. Sol refüje vurma sesi, benim yanımdan siyah otomobilin geçmesi ve Berkan’a vurma sesi 1-2 saniyede oldu. Bu da otomobilin çok yüksek süratte gittiğini bana düşündürüyor şu anda. Oradaki incelemeler ne gösterir şu an bilmiyorum” tabirlerini kullandı.

“Cezaların yaptırımlarının fonksiyonel olmasını ve işlemesini istiyoruz”

Rutin olarak bisiklet idmanı yapan sportmenler için bisiklet yolunun bir tahlil olmayacağını aktaran Topçu, “Biz 50,60,100 ve 200 kilometre bisiklete biniyoruz. Bana daima Eymir’de mi biniyorsun diye soruyorlar lakin ben Eymir’de hiç bisiklete binmedim. Orası 10 kilometre ve orada 10 tıp atmam gerekir ki o kalabalıkta ben daha çok kaza riskindeyim. Cezaların yaptırımlarının fonksiyonel olmasını ve işlemesini istiyoruz” açıklamasında bulundu.

“Savrulmuş bir otomobil Berkan kardeşimi bu hayattan aldı”

Trafikte görünmediklerine değinen Topçu, şöyle konuştu:

“Biz hayalet değiliz. Varız. Dikkate alınmıyoruz, hürmet görmüyoruz. O günkü kaza çok ekstrem bir kazaydı. Aracın çok süratli gitmesinden kaynaklı denetimi kaybedilmiş bir direksiyon ve oradan savrulmuş bir otomobil Berkan kardeşimi bu hayattan aldı. Onu geri getiremeyiz fakat bundan sonrası için ne yapmamız gerekir, neler yapılabilir? Bunu daima birlikte oturup konuşmamız gerekiyor. Gerek amatör gerek profesyonel şoförler ve kural koyucular. Çabuk bir halde çalıştay ya da kanun değişikliği mutlaka yapılmalı. Biz zira bisiklete tayt ve formayla biniyoruz. Bize ‘dizlik, dirseklik kullanıyor musun’ diyorlar. Kullanmıyorum zira uzun müddet bisiklete bindiğimiz için biz bunu kullanamayız. Esasen kullansam da bir işe yaramaz. Kaskımız var lakin o günkü kazada Berkan başını vurduğu vakit bırakın motosiklet ve bisiklet kaskını askeri miğfer de olsa beyin hasar görürdü. Bizim burada yapabileceğimiz bir şey yok. Bizim burada yaptığımız şey ne yanılgı ne kusur. Biz yalnızca sıhhat için spor yapan amatör, profesyonel, yarı amatör sporcularız.”

“Bundan sonra canlar gitmesin, canlar yanmasın, aileler üzülmesin”

Kazanın olduğu yolda yüksek hız haricinde bir aracın savrulma ihtimali olmadığını lisana getiren Topçu, “Pardonluk bir durum değil bu. Yolda yürürken dirseğim sana çarpınca ‘pardon’ diyebilirim. Berkan artık yok ortamızda. Bizim emelimiz kişiyi cezalandırmak değil. Bunu bu türlü yaparsak tahminen bu cezaların nitekim yerine getirildiğini beşerler görür ve birazcık frene basarlar. Bundan sonra canlar gitmesin, canlar yanmasın, aileler üzülmesin gayemiz bu” sözlerine yer verdi. – ANKARA

About The Author

admin

See author's posts